UZM. PSİKOLOG
PhD – Klinik Psikolog | Havacılık Psikoloğu | VR Terapisti
HAVACILIK PSİKOLOGLARININ CRM MÜLAKATLARINDAKİ ÖNEMİ
CRM ve Kurul Mülakatları, Havayolu şirketlerinde özellikle pilot adaylarının seçiminde önemli bir yere sahiptir. Her havayolu şirketi kendi ekibini kurar ve izledikleri prosedürlerde değişiklikler yapabilir. Genel hatlarıyla izlenen yol şu şekildedir; boy-kilo gibi standartları sağlamak ve pilot olmaya engel teşkil etmediğine dair sağlık aşamasından geçmek, İngilizce Yeterlilik belgesini sağlamak, Simülasyon ya da Teknik Bilgi (DLR vb.) sınavlarından yeterli puan almak, CRM gibi bir psikolojik değerlendirme sürecinden başarıyla geçmek ve son aşamada Kurul Mülakatında; İngilizce ve Türkçe konuşarak özellikle kaptan pilotun öncülüğünde pilot aday adayının değerlendirilme sürecini kapsar.
Tüm bu aşamalarda yer alan ekip üyelerinin titizlikle seçilmeleri büyük önem arz eder, çünkü adayların özellikle CRM adı verilen Psikolojik Değerlendirme Mülakatlarına ve Kurul Mülakatlarına en fazla 2 kere girme hakkı bulunur. Bu nedenle, ekip üyelerinin mülakat esnasında uyulması gereken kurallara uyması ve her adaya gereken önemi göstermesi gerekir.
Günümüzde artan pilot ihtiyacı sebebi ile Havayolu Şirketlerinin mülakat ekip üyelerinin kriterlerine daha fazla dikkat ederek kendi ekiplerini oluşturmaları gerektiği gözlemlenmektedir.
Bilinmelidir ki; bir mülakatçıda olması gereken mülakat ve saha tecrübelerine fazla dikkat edilmezse uzun vadede maalesef çok daha büyük krizler ortaya çıkabilir. Yanlış ve kişisel değerlendirmeler yapan mülakatçılar; ‘Pilot Olmaması’ gereken özellikte kişileri seçerek uzun vadede şirketin yanlış kişilere yatırım yapmasını sağlar ve muhtemelen birçok ‘İnsan Faktörü’ sebebiyle meydana gelen ve istenmeyen görüntülere sebep olabilir.
Buna ek olarak, bu tip mülakat ekiplerinin oluşturulmasında özellikle CRM bölümünde olması gereken Sivil Havacılık Kriterleri şu şekildedir:
Bu anlamda, bir klinik psikolog uzun yıllar havacılık konusunda mülakat tecrübesi yaşamış ve doğru eğitimleri almışsa başarılı bir ‘profesyonel havacılık psikoloğu’ olabilmektedir. Tam tersine; havacılık ile ilgili hiçbir teorik ve pratik alt yapısı olmayan bir klinik psikolog direkt psikolojik değerlendirme süreçlerindeki mülakatçı olursa adil ve doğru bir muhakeme maalesef olamayacaktır ve birçok pilot olmayı hakeden ve eğitilebilir adayı yanlış muhakeme ile sistemden elemiş olacaktır.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; havayolu şirketlerinin mülakatçılarını en doğru uzmanlık alanlarından seçmeleri halinde uzun vadede daha az sorunla karşılaşacakları aşikardır. Buna ek olarak; doğru bir ekiple, doğru kurgulanan ve ölçülebilir bir sistemle, belli bir standardı olan mülakat koşulları sağlandığında daha adil ve daha profesyonel bir duruş sergileneceği öngörülmektedir.